23 Aralık 2011 Cuma

ben olsam beni okumam....


en normal günümde ben posterlerdeki 
insanlara sarılmaya bayılırım


öncelikle blog'u nasıl yazacağıma karar vermem gerekiyor...


"sevgili blog" tarzında lise çağı günlük hitabıyla mı başlasam, kendimden ikinci tekil şahıs olarak mı bahsetsem, yoksa direkt olarak aklıma gelenleri klavyeden çıktığı gibi hiç sansürlemeden mi yazsam??? 
hımmm....zor bir görev beni bekliyor...ya da zor bir görev seni bekliyor pıni... 
sanırım karar verene kadar bir kaç yazı yazmam gerekecek; zira hayatımın her anında verdiğim her kararla ilgili olarak aynı taktiği kullandım: önce yap, sonra karar ver :) çok zarar gördüm bundan ama olsun, hiç pişman olmadım...öte yandan yapmadıklarımdan hep çok pişmanlık duydum. 


neyse, konuyu çok dağıtmayayım: ben de artık "blogger" sayılırım artık ne de olsa; baştan uyarayım imla kurallarını (en azından sanal ortamda) yok sayacağım. düşündüm de zaten imla, dilbilgisi ve yazım kurallarına uygun bir yazı okumak isteyenler lütfen en yakınızdaki kitaba uzanın; derin bir ohhh çekin tamam geçti şimdi güvendesiniz :) mümkün olduğunca "in" ve "hip" kelimeler kullanacağım ki okuyanlar yaşımı anlayamasın; bir de yabancı kelimelerden de bol bol serpiştireceğim aralara; kültürlü bir insan olduğum anlaşılsın yahu boşuna okumadık o kadar!!! (bir de arada hafif argo yazabilirim, hatta küfür dahi edebilirim yaşı küçük olan, ya da aşırı hassas arkadaşları, yemek yada ilahi paylaşan blogları okumaya davet ediyorum, hatta ısrar ediyorum; bence beni hiç okumadan bu sayfadan ayrılın ;)  


evet, sanırım aklıma gelenler şimdilik bu kadar. kesin bir şeyler yazmayı unutmuşumdur, o yüzden görüşeceğizzzzzzzzzzz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder