21 Temmuz 2014 Pazartesi

Words Of Wisdom...

Sıkıntılı zamanlarımda inatla bir şeyler söylemeyi reddeden bir iç sesim var. Ne yazık ki böyle zamanlarda, ne yazacak bir şeyim oluyor, ne de paylaşacak. Susuyorum ve içime çekiliyorum. Herkes zaman zaman böyle devreler geçirir. Önemsenecek bir şey yok tabii bunda.
Genelde Pinterest ilham verir bana sıkıntılı zamanlarımda. Bilge insanlardan bilge sözler okuyarak kendime gelirim diyeyim. Ne anlamı var bilmiyorum? Sanırım, tanımadığınız bir insanın, bilmediğiniz bir zamanda ve sizden çok farklı koşullarda söylediği bir şey, insana en azından bir perspektif kazandırıyor. Ben buna inanıyorum. Çünkü o zaman anlıyor ki insan, bunları yaşayan ilk insan ne benim, ne de son olacağım. Bambaşka zamanlarda ve yerlerde, bambaşka diller konuşan, benden çok farklı koşullarda yaşayan insanlar da aynı şeyleri hissettiyse, ve kendilerini zaman zaman çeşitli çıkmazlarda bulup, bu lafları ettilerse, demek ben o kadar da önemli değilim...
Bakmayın siz modern hayatın ve tüketim toplumunun ısrarla vurgulayarak dayatmaya çalıştığı: "SEN ÖNEMLİSİN!" imajına. Önemli olmamak güzel şey. Ve bunun farkına varıp, etrafınızdaki insanlara öyle davranmak. "Ben hiç bir şeyim", "Hiç bir anlamım yok", "Hayatımın hiç bir anlamı yok", "Ölmek istiyorum", vs... anlamında ergenlik buhranlarından bahsetmiyorum. (zaten ergenlik yıllarınız çoktan bittiyse ve hala bu gibi düşünceleriniz varsa, acilen bir pskiyatr'a görünmelisiniz, şaka değil bu çok ciddiye alınacak bir şey!)
Bu koskoca dünyada milyarlarca insanın arasında, ve ondan daha da kocaman sonsuz evrenin en ufak galaksilerinden birinde en ufak yıldızlarından birinin etrafında dönen önemsiz, mavi bir gezegende yaşadığınızı düşünürseniz; sandığımız kadar da önemli olmadığımızı anlardınız.. Aksi gibi davrandığımız her dakikada da aslında kendi egomuzu şişirerek, kendimize olmayan bir anlam atfederek kendimize zarar veriyoruz.
Zaman zaman kendini kaybolmuş, dertlere boğulmuş, depresif, melankolik ve yalnız hisseden herkese bu yazı; Lütfen kendinizi ve sorunlarınızı önemli sanmayı bırakın. 

14 Temmuz 2014 Pazartesi

Sendromlu Pazartesiler Dilerim!

Lise zamanlarında takma adım Garfield'di bunu görünce hatırladım...

Bugün hafta başı, ve kimin tarafından icat edildiyse şu sendrom denilen şeyin hakkını her türlü veren bir gün. . Büyük ihtimal, Freud çıkarmıştır bu sendrom işlerini. Bak ben dedim. Dediğim çıkar.

Saçmalama günlerim çünkü bugün itibariyle tatilime tam olarak bir buçuk ay var :( Bir buçuk ay nedir ki değil mi insan ömründe. Ama, siz görecelik diye bir şey duydunuz mu canım? Onu duymadıysanız görelilik diye bir şey de duymuş olabilirsiniz. Neyse, ikisi de aynı şey. Ve kısaca diyor ki, hep aynı olduğunu düşündüğümüz şeyler, mesela zaman, uzayda bulunduğunuz konuma göre ve hızınıza göre değişir. Daha fazlasını merak eden okusun! Emeksiz bilgi yok.

Öte yandan, evet, kabul ediyorum, okunması oldukça zor metinler. Kuantum fiziği oldukça ağır bir konu ve yabancısıysanız tek bir tanıdık kelime göremeyebilirsiniz. Korkutucu geliyor biliyorum. Ama, inanın öyle değil. Einstein okumak iyidir; ufuk genişletir (Olay ufku?? Fiziksel espri yaptım burada. Anlayan anladı.)

hayır, film olan olay ufku değil, espri başka bir şeyle ilgili....

Hem Einstein'ın yazdığı fizik içermeyen kitapları da var. Örneğin, "Benim Gözümden Dünya", mutlaka okunması gereken bir kitap. Pazartesi sendromuna da, insan uydurması bütün sendromlara da iyi geldiğini duydum. Egoistlik başta olmak üzere (egoistlik diye bir sendrom yoksa da şu an itibariyle olmalı)

Şimdi, sendromumla başbaşa kalmaya gidiyorum.


11 Temmuz 2014 Cuma

Om Ma Ni Pad Me Hum

"6 Hece Mantrası" diye de bilinen bu mantra Budizm'in en kutsal dualarından biri...



Bu 6 heceli mantra, kelimesi kelimesine çeviriyle "Lotusun Mücevherine Kutsama" anlamına geliyor. Bazı kaynaklara göre, Budizm'in 6 katmanını temsil ediyor. Yani, insan denilen evrenin katmanlarını: Budist yaşam çarkının katmanları, ve bunların beraber anıldığı zayıflıkların temizlenmesi için söylenmesi gereken en önemli mantralardan biri.

Buna göre,

Om, aşırı neşe ve gururu  (tanrıların katmanı)
Ma, kıskançlık ve eğlenceye düşkünlüğü (kıskanç tanrıların katmanı)
Ni, hırs ve tutkuyu (insanların katmanı)
Pad, cehalet ve önyargıyı (hayvanların katmanı)
Me, yoksulluk ve sahip olma ihtiyacını (aç hayaletlerin katmanı)
Hum ise, saldırganlık ve nefreti (cehennem katmanı) arındırır.

Ve, söylendiğinde öldükten sonra adı geçen katmanlarda tekrar dünyaya gelmenizi engellermiş.

Bugün, internetlerde gezinirken karşılaştım kendisiyle, ve çok da memnun oldum. Tekrar karşılacağımıza eminim.

Öte yandan, eğer merak edip biraz daha etraflıca okumak isterseniz bu link'ten oldukça kapsamlı bilgiler içeren bir siteye ulaşabilirsiniz. Bu arada site İngilizce.






10 Temmuz 2014 Perşembe

Pinarizma _yada her neyse o_

Alışveriş is my best friend..
Bu blog'u oldukça içimin karardığı bir anda, gerçekten zor olan bir zamanda yazmaya karar vermiştim. Artık akıllandım, hayatı geldiği gibi yaşamaya çalışıyorum.

Sonrasında neden yazmaya devam etmediğim tamamen benim tembelliğimden kaynaklanan bir sorun. Bir insan neden söz verdiği, yapacağım dediği sözleri tutmaz. Sanırım, tüm blog yazanlar bunu kendilerine yakın bulacaklardır. Bense sadece son zamanlarda gerçekten zor şeylerle uğraştığımı ve baştan bu blog'u bir "günlük" havasında tutmaya karar verdiğimden bahsedebilirim... Ve, doğal olarak sadece içimden geldiği gibi, içimden geldiği zamanlarda yazdığımı...

Yaşıyorum ve şimdilik buna memnunum :) Ha, bu arada 35 yaşıma girdim bile ve bunu da atlatım. Hadi bakalım bir sonraki depresyon atağında görüşmek üzere mi? Bunu mu yazmalı mıyım? Kim bunu okumak ister ki? Ama, moralim bozuk da olsa bundan sonra daha dikkat edeceğim kendime.

Ve, artık daha sık yazacağım, kendime söz veriyorum. Hayatta en önemli şey insanın kendisine verdiği sözlerdir...

Teşekkürler Pıni, kendine hala ısrarla sözler verebildiğin için....